
Son zamanlarda, otomotiv sektöründe insan taşımacılığında yoğun olarak kullanılan otobüslerde çıkan yangınlar giderek artmaktadır. Özellikle Ülkemizde ulaşımın ağırlıklı olarak otobüslerle gerçekleştirilmesi ölümlerin, yaralanmaların ve maddi zararların ciddi boyutlara ulaşmasına sebep olmaktadır. Otobüs yangınlarının çıkışı birçok farklı sebeplerden kaynaklanabilmektedir. Yangının çıkmasını önlemek kadar yangın çıktıktan sonra yapılması gerekenlerde büyük önem arz etmektedir. Otobüslerde yangın uyarı ve önleme sistemlerinin bulunması, sürücülerin ve yolcuların yangın ve acil tahliye ile ilgili yeterli bilgi ve eğitime sahip olması yangın çıktıktan sonra vereceği zararı asgari düzeye indirebilmek için önemlidir. Otobüslerde yangın çıkışını elektriksel, sürtünme ve motor parçalarından kaynaklanmak üzere üç ana kategoride ele almak mümkündür.
Otobüs yangınlarına sebep olabilecek etkenler;
- Elektrik prizleri ve eğlence sistemi elektroniği
Otobüslerde yolculara daha fazla konfor sağlayabilmek için telefon veya bilgisayarlarını şarj edebilecekleri 220V elektrik prizleri ve genellikle koltuk kafalarına monte edilen dokunmatik eğlence sistemi bulunmaktadır. Yeni model otobüslerde bu sistemler fabrikasyon yapılırken, eski otobüslerde ise sonradan montaj yolu ile yapılmaktadır. Sonradan yapılan montajlarda, sistemin tüketeceği enerji ile ilgili detaylı bir hesaplama yapılmadan ve elektrik tesisatlarının rastgele uygun olan yerlerden geçirilmesi kabloların kısa devre yapmasıyla veya aşırı ısınarak yanmasıyla sonuçlanabilmektedir.
- Su vb. ısıtıcılar
Otobüslerde yolculara sıcak ikramlarda bulunmak için kullanılan su ısıtıcıları sistemde oluşacak herhangi bir problemden dolayı planlananın dışında aşırı akım çekebilmektedir. Bunun doğal sonucu olarak da ısıtıcı tesisatı üzerinde bulunan sigorta atmaktadır. Ancak otobüs kullanıcıları problemin çözümüne gitmek yerine daha yüksek çalışma değerine sahip sigorta takıp sistemi kullanmaya devam etmektedir. Bir süre sonra ısıtıcı tesisatındaki kablolar aşırı ısınarak yangın çıkarabilmektedir.
- Kaçak yakıt olarak adlandırılan 10 numara yağ kullanımı ve Adblue emülatörü
Otobüs firmaları dizel yakıtının pahalı olmasından dolayı daha ucuz temin edilebilen 10 numara atık yağ kullanarak yolcu taşıma maliyetini düşürebilmektedir. Ancak yeni nesil motorlarda yüksek performans ve yakıt ekonomikliği için geliştirilmiş yakıt enjeksiyon sistemleri ve motorun diğer mekanik parçaları olumsuz olarak etkilenmektedir. Ayrıca küresel ısınma ve çevre kirliliği göz önünde bulundurulduğu kalitesiz atık yakıt kullanımı olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Atık yağların nasıl depolandığı, içerisinde hangi bileşenleri bulunabileceği noktasında bir kontrol mekanizması yoktur. Dizel yakıtlar ile kıyaslandığında atık 10 numara yağların yoğunluğu ve alt ısıl değeri daha yüksektir. Dolayısı ile silindir içi yanma basıncı ve sıcaklığı dizel yakıtına göre daha yüksek olabilmektedir. Ancak bu durum difüzyon yanması esnasında oluşan NOx bölgesinin daha büyük olmasına ve çok daha yüksek NOx oluşmasına sebep olmaktadır.
Yeni nesil dizel motorlarda egzoz sisteminde NOx emisyonlarını önlemek için Seçici Katalitik İndirgeme sistemleri kullanılmaktadır. sıvısı kullanılmaktadır. Seçici Katalitik İndirgeme sistemlerinde metal katalizör üzerine amonyak yada üre (Adblue sıvısı) püskürterek NOx’in reaksiyona girmesini sağlamaktadır. Emisyonun azaltılması yüksek verimde (%90’a kadar) gerçekleşebilmektedir. Ancak Adblue uygulamasının ekstra bir maliyeti vardır. Yaklaşık olarak 100 litre dizel yakıtı kullanımında 5-6 litre Adblue sıvısı kullanılabilmektedir. Adblue sistemi devre dışı kaldığı anda motor yönetim sistemi yazılım üzerinden motoru koruma moduna almakta ve motor gücünü düşürmektedir. Ayrıca atık 10 numara yağ kullanımı egzozdaki NOx miktarını daha yüksek değerlere ulaştırdığından Adblue sisteminin uyarı vermesine sebep olabilmektedir. Bu durumu engellemek için piyasada motor yazılımını kandırabilecek Adblue emülatörleri satılmaktadır. Otobüs firmaları bu cihazları kullanarak hem Adblue kullanımını ortadan kaldırabilmekte hem de atık 10 numara yağı kullanabilmektedirler. Tatbikî bu durum çevreye kirliliği açısından büyük problem teşkil etmektedir. Diğer yandan, motor yazılımı kandırılmasından dolayı yüksek sıcaklıklarda motor koruma moduna geçememektedir. Yaz ayrında hava sıcaklığının yüksek olması, otobüs seferlerinin kesintisiz olması gibi faktörlerde üzerine eklenince motor bölümü ve motor parçaları aşırı ısınabilmekte ve yangına sebep olabilmektedir.
Atık 10 numara yağın içerisinde bulunabilecek parçacıklar veya pislikler enjektörlerin tıkanmasına veya açık kalmasına sebep olabilir. Ayrıca yakıt filtresinin de ömrünü kısaltmaktadır. Enjektörün açık kalması sonucu silindir içerisine aşırı yakıt enjekte edileceğinden pistonların erimesi ve hatta motor yangınına sebep olabilme ihtimali vardır.
- Motordan yağ sızıntısı ve ses yalıtım malzemeleri
Motor bölümünün üst kısımlarında otobüs içerisine gelecek motor sesini azaltabilmek için yalıtım malzemeleri bulunmaktadır. Motorun kullanım süresine bağlı olarak külbütör kapağı ve karter contalarından yağ sızıntıları gerçekleşebilmektedir. Motor bölümünün ve soğutma suyu radyatörünün yüksek güçte dönen bir fan yardımıyla soğutulması esnasında motordan kaynaklı yağ sızıntıları veya diğer sistemlerden sızabilen yanıcı maddeler ses yalıtım malzemeleri tarafından emilebilmektedir. Özellikle yaz aylarında otobüslerin motor bölümünün aşırı ısınması sonucunda yanıcı maddeleri emmiş olan ses yalıtım malzemeleri yanabilmektedir. Ayrıca motordan oluşabilecek yağ sızıntıların fan yardımı ile savrulması ve egzoz manifolduna teması da yangına sebebiyet verebilmektedir.
- Lastik ve fren balataları
Taşıtlarda sürüş güvenliği için lastikler çok önemli bir yer teşkil etmektedir. Ancak otobüs firmaları açısından lastiklerin değişimi maliyetli olduğu için lastikleri değiştirmek yerine üzerine kaplama yapılabilmektedirler. Bu durum hiçbir şekilde güvenli ve sağlıklı değildir. Özellikle sıcak havaların olduğu ve seyahatlerin en çok yapıldığı yaz aylarında otobüsler kesintisiz seferler yapabilmektedir. Aşırı ısınan bu kaplama lastikler, patlayıp kazaya da sebebiyet verebilmekte yada yangına sebep olabilmektedir.
Fren sisteminin bakımlarının düzenli yapılmaması, aşınmış balataların değiştirilmemesi, yada kalitesiz balata kullanımından dolayı fren diski üzerinde kaymanın daha fazla olması, otobüs seferlerinin kesintisiz yapılması gibi etkenler fren diskinin ve balatasının aşırı ısınmasına sebep olmakta ve yangın çıkarabilmektedir.
- Alternatörün arızalanması
Otobüsün elektrik enerji ihtiyacını karşılamak ve akülerini şarj etmek için yüksek güçte alternatörler kullanılmaktadır. Alternatörün eskimesi ve yatağının bozularak rotor ve statorun birbirine sürtmesi yüksek sıcaklıklar ve hatta kıvılcım çıkmasına neden olabilmektedir. Bazı durumlarda alternatörün komple kilitlenmesi sonucunda motor V kayışı doğrudan kopabilmekte veya bir süre daha sürtünerek çalışabilmektedir. Bu durumlarda yangının başlamasına sebep olacak ortam oluşabilmektedir.
- Kaza
Otobüsler sadece seyir halinde iken değil kaza yaptıktan sonrada yanabilmektedir. Kaza anında metal parçaların sürtünmesi sonucu açığa çıkan yüksek ısılardan dolayı yanıcı malzeme veya maddelerin tutuşabilme ihtimali vardır.
- Yolcu kaynaklı yangın
Otobüsle yolcu taşımacılığının diğer ağır vasıtalarla yük taşımacılığına göre çok farklı yönleri vardır. Ağır vasıtalarla taşınan yüklerin içerikleri ve ağırlıkları, büyüklükler tam olarak belli iken, otobüsle yolcu taşımacılığında yolcuların bagaja koydukları veya yanlarına aldıkları eşyaların içeriği tam olarak bilinmemektedir. Bu durumla ilgili uçaklardaki gibi herhangi bir denetleme mekanizması yoktur. Yolcu eşyaları içerisinde bulunabilecek yanıcı maddelerde kaza esnasında tutuşup otobüsün komple yanmasına sebep olabilmektedir.
- Kundakçılık
Son olarak da husumet, terör vb. gibi sebeplerden otobüsün kasıtlı bir şekilde yakılması da söz konusu olabilmektedir.
Otobüs yangınlarının önlenebilmesi çok önemli tedbirler almak gerekmektedir. Ülkemizde otobüslerde yangın söndürme sistemlerinin bulunmaması muayene sürecinde hafif kusur olarak görülmektedir. Adblue emülatörü kullanan firmalar muayene öncesi sistemi söküp aracı orijinal haline getirip muayene sonrasında yeniden sistemi monte etmektedirler. Dolayısı ile muayene dışında da otobüslerin denetlenmesi gerekmektedir. Aynı durum lastikler içinde geçerlidir. Muayene öncesi emanet lastikler takarak muayeneyi geçebilmektedirler. Otobüslerde özellikle motor bölümüne yangın algılayıcı ve söndürücü sistemlerin montajının zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir. Yangın esnasında motor bölümünde radyatör soğutma fanının motor kapalı olmasına rağmen halen çalışmaya devam etmesi yangının şiddetlenmesine ve hızla yayılmasına sebep olmaktadır. Yangın algılama sistemlerinden gelen uyarı ile motor fanının devre dışı bırakılması yangının yayılmasını azaltabilmektedir. Aynı zamanda yolcu kabininde de yangın algılayıcı sistemlerin aktif olarak kullanılması gerekmektedir. Diğer yandan atık yağ kullanımının çok daha sık denetlenerek engellenmesi gerekmektedir. Atık yağlar hem çevreye hem de yakıt sistemi ve motor parçalarına zarar vermektedir. Ülkemizde kullanılan otobüslerin büyük çoğunluğunun yabancı menşei olduğu düşünüldüğünde arızalanan bu parçaların temini ülke ekonomimize zarar vermektedir.
Tüm alınabilecek önlemlere rağmen çıkabilecek yangınlardan en az zararla kurtulabilmek için sürücü ve yolcuların yeterli bilgi ve eğitime sahip olması gerekmektedir. Yangının fark edilir edilmez sürücünün otobüsü hızla ve güvenli bir şekilde durdurup yolcuların tahliyesi için kapıları açması en kritik noktalardan birisidir. Yolcular arasında bulunan çocukların ve yaşlıların dumandan çok daha fazla etkilenebileceği göz önünde bulundurulmalı ve tahliye esnasında öncelik tanınmalıdır. Ayrıca yangının acilen itfaiye ve sağlık birimlerine bildirilmesi de ölüm, yaralanma ve maddi zarar riskini en aza indirebilmektedir.
Doç. Dr. Seyfi POLAT
Hitit Üniversitesi